Besê Aşireti bölgede bilinen diğer adıyla Mala Besê, Erzurum’un Horasan ilçesinin en önemli ailelerinden biridir. Günümüzde bölgenin dışındaki Türkiye’nin değişik illerinde ve Avrupa’da da yoğun bir nüfusa sahip olan Mala Besê, birlik ve beraberliği ile örnek olmuş, geleneklerine bağlı kalmış, aynı zamanda yaşadığımız çağa da ayak uydurmuş önemli bir Kürt ailesidir.
Tarihsel geçmişi incelendiğinde Mala Besê ailesinin kökleri, tahmini 1690 yılı civarında Cizre’de doğan güçlü bir kadın olan Besê’ye dayanır. Aileye adını veren Besê, zenginliği ve liderlik vasıflarıyla tanınan, fiziksel ve karakter olarak güçlü, bilgili ve kararlı bir Kürt kadınıdır. Besê’nin kocasının adı Mustafa’dır (Mıstefa’ye Naze). Mustafa’nın annesinin ismi Naze olarak bilinmektedir. Besê köken olarak Aladin Paşa ailesine bağlıdır. Aladin Paşa Osmanlı döneminde bir Kürt devlet adamıdır. O dönem Cizre’deki ailenin adı ise Miroğulları olarakta bilinmektedir. Besê aynı dönemde ailesiyle birlikte, Cizre’den ayrılıp yeni bir yer arayışına çıkar.

Besê’nin ailesiyle birlikte yeni bir yuva bulma yolculuğu, Elazığ Karakoçan’daki Keklik Köyü’ne kadar uzanır. Belli bir süre burada yaşarlar ancak burayı kendilerine kalıcı bir yuva olarak görmeyip, Erzurum Çat’taki Çirişli Köyü’ne yerleşirler. Besê’nin kocası Mustafa burada bir değirmen kurar. Ancak kendisi burada talihsiz bir olay yaşar. Köylülerin değirmenin suyunu kesmesi nedeniyle Mustafa bu tartışmada işlediği bir cinayetten dolayı hapse atılır. Yalnız kalan Besê, çocukları Yusuf, Mehmet ve Osman’ı alıp, Pasinler’in Terzikomu’na yerleşir. Kocasıyla bir daha görüşmediğinden ailenin adı Mala Besê olarak kalır. Besê’nin bir oğlu Mehmet yakınlardaki Kablas Köyü’nden kız kaçırarak Bitlis’in Ahlat ilçesine yerleşir. Ondan bir daha haber alınmaz.
Güçlü duruşuyla Terzikom’da halk tarafından hemen kabul gören ve saygı kazanan Besê, burada büyük bir arazi alır ve ailesinin temelini burada atar. Bu topraklar, Haydarkom köyü, Yazılıtaş ve Gom gibi yerleşimleri de kapsıyordu. Besê’nin oğullarından Osman Yazılıtaş, Yusuf Ağa ise Haydarkom’a yerleşir. Buralarda yüzyıllarca yaşarlar. Yaşadığı talihsiz olaylara rağmen güçlü karakteriyle ailesini ayakta tutmayı sağlayan Besê, aynı zamanda geleneksel Kürt kıyafetleri ve altın kemer gibi dikkat çekici takılarıyla, sahip olduğu duruşuyla hem güzelliği hem de gücüyle tanındı. Karakteri ve zenginliği, yolculuğu boyunca ona büyük destek sağladı. Güçlü Kürt kadını Besê’nin binlerce torunu vardır. Besê’nin torunları, nenelerinin zenginliğini ve liderlik vasıflarını anlattıkça, hikâyesi nesiller boyunca yaşatıldı. Günümüzde Mala Besê ailesi dünya çapında geniş bir kitleye sahip. Aile üyeleri birbirlerine derinden bağlı olup, düğünler ve cenazeler gibi etkinliklerde bir araya gelerek güçlü aile bağlarını sürdürürler. Misafirperverlikleriyle tanınan bu insanlar, yardımlaşma ve dayanışma içerisindedirler. Besê’nin güçlü karakteri ve liderliği, bugün de ailesi tarafından saygıyla anılmakta ve yaşatılması gereken bir miras olarak görülmektedir.
Bu yazıdaki bilgiler 1996’da Besê’nin iki değerli torunu Abdulaziz Sural ve Mehmet Said Özdemir’in anlatımları ile kayda alınmıştır.
makale yazarı: Vedat Özdemir ve Gökhan Yeter, 22 Temmuz 2024
araştırmaya katkı sağlayan: Nevzat Sural